29 Ekim 2009 Perşembe

Oyun: Red Faction Guerilla

Red Faction oynadınız mı hiç? Mars'tayız, işçiyiz, ayaklanıyoruz. Tabii "1 Mayıs işçi bayramı" falan yok orada. Saçmaladım, yeni bir giriş yapmalıyım.

İlk Red Faction, olayları karakterin gözünden gördüğümüz (gavurların FPS dediği, bizim bir isim bulamadığımız türden) ve duvarları patlatarak mağaralar oluşturabildiğimiz, zamanının en etkileşimli oyunlarından biriydi. 

Şimdi yanılmıyorsam serinin üçüncü oyunu olan Red Faction: Guerilla piyasada. Söylemek istiyorum, bol bol "Oha" diyerek oynadığım bir oyun oluverdi çok kısa sürede. Etraftaki etkileşim had safhaya çıkmış, binaların temellerine bombalar yerleştirebilir ve koca yapıtın aşağı inişini tüm gerçekçiliğiyle seyredebilirsiniz. Elinizdeki dev çekiçle duvarda istediğiniz kadar kapı açabilirsiniz. Böyle bir etkileşimden sonra, bomba atınca hiçbir şeyin hasar görmediği bütün oyunlardan soğuyacaksınız.

Oyunun eskisi gibi FPS değil de TPS olduğunu söylemeden geçmeyelim. "Tomb Raider gibi" yani. Ancak omuz kamerası kullanılmış, ki oyunlarda çok etkili olduğunu söylemek lazım. Far Cry 2 oynadınız mı peki? Bilmeniz gerek, bu oyun yapı olarak ona benziyor ancak daha iyi, daha keyifli, daha dolu.

Yazmadan geçmek istemediğim bir şey var: Bu oyunda bütün ince detaylar düşünülmüş. Sürdüğünüz aracın hangi kapısından inebileceğinizden tutun da, kendi yıktığınız binanın altında kalmanız ihtimaline kadar. Siper aldığınız köşelerden sarkarak ateş edebilmenizden, yerleştirdiğiniz bir bombayı başka bir silah kullanırken patlatabilme şansınıza kadar. Bunlar hep ufak şeyler ve çoğunu daha önce gördünüz, ancak hepsi bu oyunda mevcut ve oyunu zevkli kılan bu detaylar...

Aslında genellikle böyle uzun incelemeler yazmam, kaldı ki amacım bu oyunu tanıtmak değil. Sadece ne kadar zevkli olduğunu anlatmak istedim ancak o kadar çok zevkli yönünden bahsettim ki, oyunu anlatmış kadar oldum. Şimdi oynamak size kalmış.

Hiç yorum yok: