31 Ağustos 2008 Pazar

Müzik: Muhayyile

Beni yeterince yakından takip eden çok muhterem arkadaşlar, müzikle de uğraştığımı bilir. Birlikte filmler çektiğim saygıdeğer kişilik Mehmet Kurt ile aynı zamanda müzik çalışmalarımız da var ve Muhayyile grubu adı altında topladık.

Müziklerimizi elektronik ortamda yapıyoruz ancak tarz olarak pop ve rock etrafında gezindiğimiz söylenebilir. Eserlerimizi şu adreslerden dinleyebilirsiniz:

http://www.herkesdinlesin.com/muhayyile veya

http://www.last.fm/music/muhayyile/muhayyile/

Müzik yapımcısı tanıdıklarınıza bizden bahsederseniz bahtiyar oluruz.

Kitap: Saadet Asrından Damlalar

Nihat Hatipoğlu, televizyonda saygıyla izlediğim isimlerden biri. Hatta televizyon izlememin ender sebeplerinden biridir kendisi.

İslam dinini bütün güzelliği ve sadeliğiyle dile getiren Nihat Hatipoğlu, en az televizyon programı kadar güzel bir kitapla bu kez karşımıza çıkıyor. Gösterişten, yapaylıktan, zorlamadan uzak bir anlatımla tek bir ilaha inanmanın huzurunu paylaşmak isteyen herkese sesleniyor.

Hazır bu mübarek aylara da girmişken, kendimize verebileceğimiz anlamlı bir hediye olarak görüyorum bu kitabı. "Çağrı"yı daha iyi anlamak, bir kez daha kulak vermek için.

Ramazan ayı hepiniz için hayırlı uğurlu olsun.

21 Ağustos 2008 Perşembe

Muhtelif: Şu Çılgın Bloglar

Çok şükür yaptığım her işi severek ve hakkını vererek yaptığımdan olacak ki, blog işinde de benden örnek alan çok kişi olduğunu görüyorum. Sırf ben yazıyorum diye blog yazmaya başlayanlar veya kullandığım tarzın aynısını gördüğüm bloglar oldu. Eh şimdi buna bir şey denmez, kendi adıma tescilletmedim ki hesabını soracak da değilim. Ama teşekkür ederim kendilerine, iyi bir iş yapmışım ki örnek alınıyor :)

Bu aralar Höst'ün finali dışında paylaşacağım herhangi bir şey yok, eklenen her bölümü de yazmak istemedim, ne de olsa adres belli.

Gelişmelerle tekrar birlikte olacağız, birlikteliğimiz sonsuza dek sürecek, bizden ayrılmayın.

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Film: 69 Gün Sonra

"28 Days Later" filmini izlemiş olanların "Aha!" dediğini duyar gibiyim. Yeni bir proje fikri üzerinde duruyorum son günlerde. Bu seriden ilham alarak düşündüğüm "69 Gün Sonra", üzerine komedi serpilmiş bir korku filmi. Konu olarak insanlar üzerinde etkili olan bir virüsün yayılmasını ele alıyor olsa da, virüsün etkileri sıradışı. Anlatmayacak olsam da filmin ismi ve afişi biraz fikir veriyordur :)

Kulağa hoş gelse de büyük beklentiler için erken. Bu film ne zaman çekilir bilmiyorum, nispeten kapsamlı bir proje. İzmir'de yaşıyorum ama film için Ankara'yı daha uygun buluyorum, büyük ihtimalle orada çekilir, bunun için de oraya gitmek ve bir süre kalmak gerekir... Öte yandan böyle bir filmde oynamayı kaç kişi ister, bilinmez.

Filmimizin bir Facebook grubu var, eğer olası gelişmeleri takip etmek ve (ne zaman çekileceği hiç belli olmayan) bu filmde gün gelir de rol almak isterseniz buyurun:

http://www.facebook.com/group.php?gid=34689552068

7 Ağustos 2008 Perşembe

Belgesel: Mutlak Yalnızlıkta Birkaç Gün

"Mutlak Yalnızlıkta Birkaç Gün" 20 Dakikadan oluşan ve Athlete grubunun birbirinden güzel şarkılarıyla bezenmiş bir çalışma.

Bu eser aslında didaktik bir belgesel olmakta öte, sizlere sadece Eskişehir'in Korucu Köyü'nde geçen birkaç günü aktarmayı amaçlıyor... Buyurun:

http://www.vimeo.com/1484647


6 Ağustos 2008 Çarşamba

Muhtelif: Bu adam ne yapıyor?

Biliyorum ki içten içe kendinize şu soruyu soruyorsunuz: "Bir Tayfun Tuna vardı, ne oldu ona? Ne yapıyor acaba şu an?" Evet bu soru beyninizi kemiriyor, uykularınız kaçıyor. Nihayet gönlünüze su serpmeye geldim, işte türlü türlü uğraşlarım:

Sinema: Höst'ün son sezonu devam ederken, bir yandan da "Few Days of Absolute Solitude" adlı belgeselim üzerinde çalışıyorum. Tam olarak belgesel denemez aslında, daha çok hoş görüntülerden meydana getirilen klipsel bir seyirlik.

Müzik: Muhayyile grubu adı altında müzik çalışmalarım devam ediyor. Bu çalışmaları bir gün bir albümde toplamayı, veya başkaları tarafından kullanılmak üzere satmayı düşünüyorum.

Edebiyat: Yeni bir hikaye yazmaya başladım ancak henüz fazla ilerleme kaydedebilmiş değilim. Bunun sebebi yazacağım hikayenin ana karakteriyle bütünleşememiş olmam; yazabilmek için kendimi onun yerine koymalıyım ancak şu sıralar kendimi ancak kendi yerime koyabiliyorum, bencilim.

Tasarım: Kafamda tasarladığım ve içinde yaşamaktan büyük bir zevk duyacağım bir evi üç boyutlu ortamda tasarlıyorum. Bugün inşaat bitti, sıvaya başladım :P

Yaşantı: Kendime uygun işi bulmaya çalışıyorum... Günler çabuk geçiyor. Bir miktar yalnızlık var, ziyanı yok. Şimdilik bu kadar...