29 Eylül 2009 Salı

Albüm: Scream (Chris Cornell)

Soundgarden, Audioslave derken solo kariyeriyle karşımıza çıktı Chris Cornell. Fakat albüm kapağında görüldüğü üzere, rock müzikten sıkılmış olacak ki R&B'ye geçmiş. Tepkiler "Bunun burada ne işi var" sloganlı reklamı hatırlatsa da ben dinledim, dinledim, dinledim... ve sevdim. Değişik bir şey olmuş bu dedim.

Hala dinliyorum, hala seviyorum... ama yine, zevkler ve renkler tartışılmaz.

Dizi: "Türk işi Fringe"

Bundan altı ay önce burada bir anket yayınladım ve büyük bir çoğunluğun "Türk işi Fringe" projemize olumlu baktığını gördüm. Bu doğrultuda, 2010 senesinde gerçekleştirmeyi mutlaka istediğimiz işlerden biri olacak bu proje...

Haberiniz olsun, boş durmuyoruz :)

27 Eylül 2009 Pazar

Muhtelif: Mercedes-Benz 500 SEC

Otomobil dediğin nedir? Bir ulaşım aracından ibarettir kimine göre, kimisi için de bir yaşam tarzıdır (Klişe bir cümle oldu biliyorum). "İlk araba" nedir peki? Her gencin heyecanıdır. Kimisi bir Doğan'la başlar bu maceraya, kiminin çevirdiği ilk kontak anahtarı son model bir BMW'ya ait olabilir.

"Peki ya ben?" sorusunu sordum haliyle, gün gelecek ben de ilk arabamı alacağım. "Ne isterim?" diye sordum kendime. Önce etraftakilerin fikrini aldım. Volkswagen Golf dediler, Polo dediler, Honda Civic dediler. Araştırdım, hepsi ufak tefek, uğur böceği gibi arabalar.

Sonra bir şimşek çaktı aklımda. "Peki ya Mercedes? Evet olabilir, 1980'lere ait tüm kasalarında asalet var. Eh, araştıralım bakalım."

Derken bir model gördüm. Aman yarabbi. Mercedes'in kalitesi, bir Mustang'in asaletiyle çiftleşmiş ve ortaya böyle bir şey çıkmış sanki. Mercedes-Benz 500 SEC, sahip olmak istediğim bir otomobil oluverdi birden.

Olay pahalı araba olması değil, belki zamanında pahalıydı ancak şu an servet ödemeniz gerekmiyor. Olay, otomobilin duruşunda, asaletinde. "Çekilin," diyor, "arabayım ben!".

26 Eylül 2009 Cumartesi

Kitap: Kobay

Kobay, Daniel Keyes tarafından yıllar önce yazılmış ve "Flowers for Algernon" ismiyle yayınlanmış muhteşem bir eser.

Charlie Gordon, zeka özürlü bir yetişkindir ve bir ameliyatla başlayan, zekasını geliştirmeye yönelik bir sürece girer. Bu sürecin sonunda yalnızlıktan ve dışlanmaktan kurtulacağına gönülden inanmaktadır. Ancak öyle zeki bir insan haline gelecektir ki, kendini farklı bir yalnızlığın içine çekilirken bulacaktır...

Kobay, format olarak bir günlük şeklinde yazılmış ve Charlie'nin yaşadığı değişiklikleri an ve an hissetmenizi sağlıyor. Biraz keyifle, bolca hüzünle okuyacağınız bir kitap...


22 Eylül 2009 Salı

Oyun: Need For Speed Shift

"Need For Speed serisi bozuldu" diyen arkadaşlara selam ederek başlıyorum hemen. Zaten böyle düşünenlerin çoğu bu seriye Underground ile başlamışlardır, öyle ki oyunun ismi onlar için "andırgırand"dır zaten. Oysa ki Need For Speed özünde, birbirinden egzotik parkurlarda şık arabalarla yarışma oyunudur.

Need For Speed ProStreet ile bu lezzete geri dönmeye çalışmıştır yapımcılar, ki onu da hatırı sayılır bir süre boyunca oynamıştım ve Blog'umda incelediğim ilk oyunlardan biridir.

Dün de Shift'i oynama şerefine nail oldum, hatta yanımda tezkereyi çoktan almış olan askerlik arkadaşım Emre vardı (benim şafağım 4 :P).

İncelemesi, demosu falan sağda solda bolca mevcuttur. Ancak benden duyacağınız tek bir kelime var: OLMUŞ.

21 Eylül 2009 Pazartesi

Kitap: İntihar Cinayet

Yakın geçmişteki yazılarımdan birinde Psikopat isimli bir kitaptan bahsetmiştim. Aynı yazara ait bir başka kitap olan "İntihar Cinayet", "Psikopat"ın devamı niteliğinde ve ana karakter Frank Clevenger'ın yeni macerasını anlatıyor. Aynı keyifle okunan bu kitabı, üzerine biraz adli tıp serpiştirilmiş gerilim ve macera hikayelerinden hoşlanan herkese tavsiye ederim...


6 Eylül 2009 Pazar

Muhtelif: Köygöçüren: Ölü Adamın Sandığı

Dikkatli okurlar içinden illaki merak eden vardır: Neden "Film" değil de "Muhtelif" kategorisinde bu eser? Çünkü Köygöçüren'in bir sonraki hikayesi "Ölü Adamın Sandığı", film olmayacak. Üzülenler olabilir, ancak Köygöçüren'in başka filmleri gelecektir, merak etmeyiniz.

Eee, peki ne olacak bu hikaye? Soluk soluğa okuyacağınız, heyecanlı bir roman olacak! Zamanı belli değil, ancak yeterince yazdığımı ve hikayenin güzelce şekillendiğini söyleyebilirim. Hele şu askerlik bitsin, daha iyi yoğunlaşabileceğimden eminim... Afişe ve her türlü yeniliğe Facebook grubundan ulaşabilirsiniz, tıklayın.

Film: The Inglorious Basterds

Bu filmi izlemek için en yüzeysel sebeple başlayalım. "Brad Pitt'in yeni filmi gelmiş oğlum!"gibi. Tarantino ismini duyanlar da hiç şüphesiz merak edenlerdendir, bu biraz daha derinlikli bir sebeptir. Biraz da doğru şekilde reklamı yapıldı mı... Tamam, izlemek için bir sürü yeterli sebebimiz var.

Film mi? Muhteşem. Anlatıp da sizi ikna etmeme inanın gerek yok, gidin izleyin...

Şafak mı? Atarsa 21 :)