11 Temmuz 2009 Cumartesi

Muhtelif: Askerlik Üzerine

Askerlik dünyadan kısmen koptuğunuz, birdenbire kendinizi yabancı bir dünyada bulduğunuz bir süreç. Kuralların farklı işlediği bir dünya burası. Ne kadar zengin olduğunuz önemli değil, tek bir kantin varsa ve kantini işleten asker nöbete gittiyse aç susuz kalırsınız. Ne kadar saygıdeğer olduğunuz da önemli değil, rütbesi sizden yüksek birine ters bir söz söyleyin hele.

Öyleyse nesi güzel bu askerlik denen oyunun? Cevap soruda saklı, bir oyun olması. Dünyada kim olduğunuz gerçeğini bir kenara koyup, bir süre için bambaşka biri haline bürünmeniz.

"Askerliğin neresi oyun?" diye sorarsanız, bilin ki sınır karakollarında vatanı korumak için canını ortaya koyarak savaşanlara değil sözüm. Benim sözüm kağıt üzerinde yapılan askerliklere, getir-götür işlerinin dönen çarkına. Birileriniz mutlaka onyıllardır kullanılmamış askeri malzemelerin tozunu alarak tamamlamıştır askerliğini, bir başkası da gençliğinin en güzel zamanlarını mıntıka temizliğinde kozalak ve izmarit toplayarak geçirmiştir... 

Neden böyle peki? Disiplin. Disiplinin tanımı; Kanunlara ve nizamlara mutlak bir itaat ile astın ve üstün hukukuna riayet etmektir. Askerliğin temeli disiplindir. Sizler son derece saçma emirler de verilse onları yerine getirmek zorundasınız, çünkü aslında o emirler saçma değil.

Askerlikte mantık yoktur derler. Doğru değil. Yapılan her şeyde bir mantık vardır, ancak yapılış şekilleri mantıksız görünebilir...

Peki ben nereye ulaşmaya çalışıyorum?

Bilmiyorum, sadece yazdım hiç durmadan...

1 yorum:

Halil İbrahim Öztürk dedi ki...

anlaşılan bu konuda biraz dolusun tayfun :))